SERÇE İLE GÖÇMEN KUŞUN HİKAYESİ

Mavi sularında okyanusun bir minik SADAKAT.
Yeni bir baharın koynunda koca bir İHANET.

Geçmişten gözleri buğulatan bir içli histir sadakat.
Geçmişin derin hülya’larında yolculuğa çıkmış,günümüz dünyasına pek uğramaz,meyletmez bir haldedir sadakat.
Sadakat’ın yolundan yürümek zor ve çetindir.
Kaldı ki bahçesinde bir gül bile koklamaya cesaret edemez çoğu kimse.
Yorucudur; sabır ve metanet ister.
Kolaya sığınanların, kaçkınların yiyecegi nane değildir sadakat.
Kaypakların, ürkeklerin taşıyacağı mangal gibi bir yürek değildir sadakat.
Hece hece ezberlemektir kadırşinas’lığı ve yüklenmektir sırtına onca ağırlığı.

Sadakat: mis kokan çıplak bir bebeğin anne kucağında bulduğu huzurlu bir uyku gibidir.
Sadakat: yorgun bir serçe’nin kanatlarını azgın rüzgara bırakması gibidir.
Sadakat: şeytan’ın verdiği vereceği vesvese ye kapılmadan, iftira kapılarını kapatıp, sabır şerbetinden içmek gibidir.
Sadakat: zulmün boyunlara taktığı zincire direnmek, gerekirse katlanmak ve ölümüne dişlerini sıkmak gibidir.
Sadakat: yutulması zor, acı bir lokum gibidir.
Sadakat: Emek, gözyaşı ve içten his’lerle beslediğimiz ümitler gibidir.
O gerçek kapıyı çalıp açamasakta.

Sonu olmayan seferlerin, nihai son durağıdır sadakat.
Nedense insanlar bir tek ölüm’e sadakat besler.
Solgun bir dudak ile kara topragı öpmek için.
Bilirim ki ölüme çare yok,kaçamadığın ölümün eşiğinde.
Nankörsün: bir o kadar kör.

Sende saklı bir altın idi sadakat. Gün geçti nafile, şimdi solgun bir ölüsün.
Uğramazdın insanı şerefli kılan faziletlerin kapısına.
Katlanmazdın sabır denen ruhunun arzuladığı şefkat kapısına.
Sadakat’den uzak ihanetlerin kapısında büyüdün.
Zaman oldu ellerin ile, dillerin ile ve zaman geldi gözlerin ile ihbar ettin sevginin bütün masum yanlarını.
Ey nankör! bir o kadar kör.
Görmedin mi? Seni sen yapan bir erdem’di sadakat.
Her uğradığın ihanetlerin girdaplarına saldın sadakati

Alçaksın, kaçaksın, kaypaksın.
Ve nihayetinde işte bir ömür peşine düşdüğün nefs’in oyuncağısın.
Hadi çağır vesveselerini, çağır günahlarınla imar ettiğin yumak yumak ihanetlerini.

Şeytanın türküsünü çalanda, söyleyende sendin.
Doğruya yalanı katan, masumları çileden cıkaran, şeytan kapısında oynaşanda sen idin.
Hiç mi sadakat besleyeceğin kimsen olmadı?

Bilirim zordur birinin birisine sadakat beslemesi.
Değişen çağ’ların değişen insanlığıdır sadakat’sizlik.

Zor da olsa bu erdemi unutmayan nice sine’lerinde bu hasleti yaşatan Anadolu insanı var.
Türk’e has değerli bir karakter yapısıdır sadakat.

İhanet kapıları açık oldukça sadakat bahçeleri daima yeşerecektir.
Bir kötünün yanında bir iyi muhakkak var olacaktır.


İhanetin adı göçmen bir kuş’a verilir.
Sadakatın adı ise bir serçe’ye.

İki dost bütün bahar ve yaz boyunca uçarlar, küçük bir köyün semalarında.
Küçük sinek’leri, kurtçuk’ları yerler.
Arsız yağmurların şaha kaldırdığı derelerden içerler.
Çiçek açan ağaç’lara konup, papatya tarlalarında gezerler.
İki dost söz verir birbirine. AYRILMAYACAĞIZ !

Öyle ya mevsim değişiyor.
Kış gelmiş.
Almış bir telaş göçmen kuşunu.
Serçe ise her zaman verdiği söze sadık.
Ayrılık acı, ihanet kotüymüş serçe için.
Yaşamaksa önemli imiş göçmen kuşu için.

Geçen baharın tatlı bir eğlencesi hatırına gel demiş göçmen kuşu serçeye
" yeni baharlara uçalım."
Serçe çaresiz "burda bekleyelim" demiş yeni bir baharı.
"Ama kış acımasızdır" demiş göçmen kuşu
" aç kalırız, üşürüz, ölürüz burada "

Serçe hayır demiş gözüyaşlı, " korunuruz direniriz birlikte bütün zorluğa."
Göçmen kuşu inanmamış zayıf ve zarif dostuna.
Israr etmiş "GİDELİM"

Serçe için gitmek: nasıl bir ihanetse onca yaşadığı yere,
kalmak da aynı şekilde ihanetmiş sevgiliye.
Ve seçerek sevgiyi karar vermiş. Uçacakmış göçmen dostuyla yeni bahar’lara.

Göçmen ile Serçe çıkmışlar yola.
Fakat serçe zayıfmış, kanatları narin.
Izdırap iliklerinde gezinmeye başlamış serçe’nin.
Kanatları uzun uçuşlar için degil. Dayanamayacak hale gelmiş bu yola.

Göçmen kanat’ları sanki çelik’den ve güçlü.
Nice bahar’lara yelken açmada usta bir uçucu.

Acımasız yaklaşan bir fırtına kanatlarını dövüyormuş inceden kuşların.
Göçmen önde serçe arkada.
Yorgunlukdan serçe iyice yavaslamış.
Göçmen kuşuna "duralım" demiş artık. " Biraz dinlenelim"
İtiraz etmiş göçmen kuşu. Demiş " daha aşılacak okyanuslar var ölürüz.
EYVAH!


çok fırtınalar görmüş serçe. " Kurtuluruz" desede nafile.
İhanet almış başını en önde gidiyor.
Sadakat narin yapısıyla onun peşinde.
Serçe sevgisine uymuş, son bir gayretle salmış zarif kanatını fırtına’lara.
Gökyüzünden daha büyük gelmiş okyanus serçe’ye.
Yorgun bir sesle son kez seslenmiş göçmen dostuna. "Yoruldum uçamıyorum"
Göcmen serçeye söyle bir bakmış " dostum bağışla beni, ben yaşamak istiyorum ve devam ediyorum.

Mavi sularında okyanusun bir minik SADAKAT.
Yeni bir baharın koynunda koca bir İHANET.

Selam ve dua ile.....

K.Kurultay

NOT İnternet ortamında yıllar önce yazdığım SADAKAT isimli bu hikayeyi SERCE İLE GÖÇMEN KUŞUN HİKAYESİ olarak değiştirenler
ismimi yazmadıkları gibi hikayeyide çokca değiştirerek kimisi kendine maal etmiş; kimiside ALINTI diyerek kolay yolu seçmişlerdir.
SERÇE İLE GÖÇMEN KUŞUNUN HİKAYESİ adlı öykünün aslına buyurun. :)

 

ŞİİRLER

SENİN İÇİN -LEYLA-

Nice gamlı kedere düşmüştüm senin için El gibisin; sırıtma karşıma geçip geçip. Bir inkara bürünüp,yaşarken kendin için İpe dizerdim seni hergece içip içip. Ah Leyla! *** Hasret mi düştü saçlarının herbir teline? Bir mahkum gibi esir ettin o gözlerine. Bıktırdı hayat, düşürdü ayrılık seline Saldın...

GİBİYİM

https://www.edebiyatdefteri.com/siir/602686/gibiyim.html   Buğulu camlara aşkı yazardım Hayal meyal seni görür gibiyim. Ürkek ceylan gibi sekip kaçardın Saçlarını tel tel örer gibiyim. ******* Ne çabuk tükendi o arsız seneler Kuru bir yaprağa dönmüş gibiyim. Ne bilir sevdayı bu yaban...

GEL ARTIK ALMİLA!

Konamadı hiç kimse şu gönül sarayıma Çık artık düşlerimden, gel ne olur Almila. Ötüken’de ölüm olsun çok görmem yazgıma Çıkalım seninle Altay’ın puslu dağlarına. Değişmem o kara bakışlarını bin pula Ak başlı kartal gibi dik durarak her kula Koşarım düşe kalka o sevdanın yoluna Yazalım aşkı...

ÖTEYE MUKTEDİR!

Sevinci gam eyler kim ki öteye muktedir Terki diyar etmeden hep hakikati söyler. ** İlah’ı çok olanın son durağı pek hazin Ömrü eder heba, kendi çalıp kendi dinler. ** Aşk’a bade sunan aşığın ben hayranıyım Mecnun’un kalbi huşu, herdaim zikir diler. ** Şeytan’a taş çıkartır münafığın hilesi Attığı...

EY SEVGİLİ 2

  Herbir dert aladır olsam yoluna harab Senden bir çift eladır gözlerindeki serap Ruhuma meşki sefadır senden gelen azap Sendeki mehtabın meltemiyim ey sevgili Dilendim aşkını, kölesiyim ey sevgili. *** Yansamda Cehennem narında ben ki razıyım Pespare bir sevdanın elinde aşk...

AŞK YARASI

"Hikmet"den sual olmaz, boynumuz kıldan incedir. Girdabında cefa var, insafsız aşk yarası. Baharını zindan eder, yaz kış’dan öncedir. Yokluğunda eza var, imansız aşk yarası. Hakikat tenha, insanlık pek müşkül, zordadır. Kadını bela, ara ki Adem-i hardadır. Şerefi zift katran, ahlak kaybolmuş...

Allah Kerim!

Sevmek nedir diye sorulduğunda... Bir kucak dolusu öpücük derim. Aşkın uğruna ben yorulduğumda, Derim olsun, yine de Allah kerim. Bıkmam sevgiden, sevgi benim neşem Tek endişem, bir gün unutulmaktır. Sevdalar uğruna acıya düşmem... Benim için en büyük handikaptır. Gün nasıl doğupta, batar ya...

BİR BUSE İÇİN

Geçerken mazinin içe sinmiş duvarlarından Yıkılsın, yansın ne varsa o bütün hatıralar. Çırpınsa ruhum bir buse için dudaklarından Silinmiş hislerle ağlatır insanı, o yıllar. *** Kırdılar kanadımı, tâ can evimden vurdular Bahsetme saâdetten, el de kalan hazanmış. Nadan olur gönül, pespaye kalır o...

SAKLI GİZLERİM!

Bulutlarda saklı gizlerim Şimşekler o yüzden öfkeli Güneşle batar ümitlerim Gece; seni bana getirmeli Ay rengi yüzüne vuranda Eser yel senden bana doğru Saçlarında bahar açanda Bir kalp seslenir sana doğru. Gözlerde o mağrur uykular Kalbim her an sana aşiyan Geceye mağdurdur duygular Sensiz ben,...

GÖZLERİNDE BİLİNMEZLİK

Ben aşkı böyle bilmezdim ey! en sevgili Hürriyet senin olsun, ver kara gözlerini. Yanarken ben; senin hasretinden, tâ derinden Meşkle an, zaman zaman bu aşkın mâtemini. ** Gönlümce sevdim seni feleğe çatmak için Bin arzuyla bu tutku, günahla yatmak için Sebep gözlerindi dehlizlere dalmak...

AYÇA

Vursun güneşin ateşi dağların şavkına Çalıyor Mehterler bir şanlı tarih adına Ordular koşar Kut veren buyruğun peşinden... Yağız at sırtında "Metehan" düşsün yâdına. *** Atlılar akınlarda bulur yiğit özünü Alperen’ler tetikte bekler "Kağan" sözünü Kaybolur uykular karanlıkların eşinden... Selvi...

LEYLA OLUR!

Zemheride gül açar, ruha peydâ olur Meylerde saki nâçar, sırrı hülya olur Gizlerde peri uçar, sanki Leyla olur Girift girdabın dibi yok, Can çıkmayınca. Aşkın sıcak kolları, birer dulda olur Yâre varmak için ezalar, yol da olur Sarhoş eden edalar, bir hoş Kul da olur Ne anlar gafil aşkdan, yâri...

SANA VURGUN!

Ben ki sana aşığım, sana vurgun Hiç görmesen beni, bilmesen bile. Esen yeldim, gel gör ki şimdi durgun Hiç duymasan beni, gelmesen bile. Mâtemi mabed yapan şu yangına Bir buse kondurmak için alnına Dilimde dua, düşerim yâdına Ben ki sana aşığım, sana vurgun Acırım da aşka düşen kullara Saçlara...

BİR AŞK-I MUHABBET

  Bir aşk-ı muhabbet haliyle koşarken sana Kokusu amber olan cennetten bir yer misin? Gözler de çile var, aşk olsun senin yoluna Sende benim gibi, beni sana diler misin? ** Sahrada açan bir gül olsam; bülbülüm darda Bilmem! sırrımı açarak her kula der misin? Yanasın için için, sende ben gibi...

Haberler

TANRI DAĞLARI

11.05.2014 19:46
Tanrı dağı denince akla Doğu Türkistan gelir.Türkistan denince Turan. Şiirlerimize,türkülerimize,...

ÖLÜME ÇARE BULUNDU

11.05.2014 19:38
Yalan’dan kim ölmüş (?) Lokman Hekim de yemişti bu naneyi bir zamanlar. Günahını almak bir yana,...

VATANA ÖZLEMDİR PENCERELER !

11.05.2014 19:28
Bazen hiç görmediğim diyarların hasleti oluşuyor içimde. Gezip görmediğim diyarlar neden içimde...

ELVAN ile BEN

11.05.2014 19:25
  Avşar elleri türküsü söylenen,küçük bir şehrin tozlu yollarinda geçti çocukluğum. Kışında...

ALÇAKLIK !

11.05.2014 19:21
  Gerçek hayat da beni tanıyanlar iyi bilir. Duyarlı ve elinden geldiğince saygılı olmaya...

YA BEN-İ İSRAİL

11.05.2014 19:18
Ey İsrail! bugünün güçlü ülkesi eliyle asırlardır peşini sürdürdüğün sinsi planlarında başarıya...

KIŞKIRTIYORUM!

11.05.2014 19:15
Ben işe yaramaz şuursuz vatandaşın biriyim.Yaş kırk`a merdiven dayamış. Bugüne kadar adam...

AĞCA, FATİMA'NIN SIRRI VE DİNLER ARASI DİALOG

11.05.2014 19:07
Abdi İpekçi katili olarak lanse edilip, kartel medyasının görülmemiş çığırtkanlık ile adeta...

TÜRKLÜK, İSLAM ve IRKÇILIK!

11.05.2014 19:05
( Müslüman bir Türkçünün kaleminden ) İslam’dan ayrı ve öte ne Türklük nede Türkçülük düşünme...